Total Value Locked (TVL), yani Toplam Kilitli Değer, blokzincir dünyasında DeFi (merkeziyetsiz finans) projelerinin güvenilirliğini ve kullanım hacmini ölçmek için kritik bir göstergedir. Bu metrik, bir protokolün akıllı sözleşmelerine yatırılan kripto varlıkların toplam piyasa değerini USD üzerinden hesaplar ve ne kadar sermaye o platformda “kilitliyse” o kadar güçlü kabul edilir.
TVL değeri yüksek bir proje, kullanıcı güveni ve likiditenin işareti olurken, aynı zamanda uygulamanın ne kadar aktif kullanıldığı hakkında da ipucu verir . Ancak, bu değer tek başına yanıltıcı olabilir; zira varlık fiyatlarındaki dalgalanmalar veya çoklu sayım gibi sorunlar TVL’yi olduğundan yüksek gösterebilir . Bu nedenle yatırımcılar, TVL’yi değerlendirirken onun dinamik doğasını hesaba katmalı ve diğer metriklerle birlikte analiz etmelidir.
Total Value Locked (TVL) Ne Anlama Geliyor?

Total Value Locked (TVL) kavramı, bir DeFi protokolündeki akıllı sözleşmelere kullanıcılar tarafından kilitlenen tüm dijital varlıkların toplam piyasa değerini ifade eder. Bu varlıklar arasında ETH, BTC ve USDT gibi kripto paralar veya stablecoin’ler yer alır. TVL değeri, USD cinsinden hesaplanarak protokolün sağladığı güven, likidite ve kullanıcı katılımını ölçmek için merkezi bir gösterge haline gelmiştir.
Özellikle DeFi ekosistemindeki büyüme dönemlerinde, TVL artışı hızla yükselen uygulamaların popülaritesini ve piyasa payını yansıtmakta, yatırımcıların ve geliştiricilerin bu projelere ne kadar ilgi gösterdiğini özet bir şekilde yansıtmaktadır .
TVL’nin hesaplanışı da oldukça şeffaftır: kilitlenen her varlığın sayısı, ilgili piyasa fiyatıyla çarpılır ve bu değerlerin toplamı alınır. Örneğin, 10 ETH (2.000 USD/ETH) + 5 milyon USDC gibi kalemler toplandığında elde edilen miktar, protokolün TVL’sini oluşturur . Bu metrik, likiditenin mevcut gücünü gösterirken, aynı zamanda protokolün güvenilirliğine dair ipucu verir.
Ancak fiyat dalgalanmaları veya çift sayım (double counting) gibi durumlar nedeniyle yanıltıcı olabilir; bu yüzden TVL sadece tek başına kullanılmamalı, hesaplama metodolojisi ve zaman içindeki TVL değişimleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
TVL Neden DeFi Ekosisteminde Önemlidir?

TVL, DeFi platformlarında likiditenin doğrudan ölçüsüdür. Bir protokole ne kadar çok varlık kilitlenmişse, o kadar fazla likidite sağlanmış demektir. Bu da kullanıcılar için daha iyi işlem fiyatları, düşük kayma (slippage) ve hızlı borç verme/alma imkanları anlamına gelir. Örneğin, yüksek TVL’ye sahip bir DEX’te büyük miktarda token takas edilirken fiyat dalgalanmaları daha sınırlı olur.
Aynı şekilde borç verme protokollerinde borç almak isteyen kullanıcılar, protokol yeterli teminat sunduğunda rahatlıkla kredilerini kullanabilir. Dolayısıyla TVL, bir DeFi uygulamasının teknik performansını ve kullanıcı dostu olma derecesini yansıtarak, kullanıcı güvenini artıran güçlü bir gösterge haline gelir.
Ayrıca TVL, kullanıcı güveni, büyüme ve benimsenme düzeyini de ölçen bir metrik olarak öne çıkar. TVL’deki sürekli yükseliş, hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıların protokole olan ilgisinin göstergesidir. Bu artış, platformun popülaritesini ve sektördeki pazar payını yansıttığı gibi, pazarlama ve iş ortaklık süreçlerinde de güven unsuru yaratır .
Bununla birlikte, TVL tek başına yeterli bir gösterge değildir; fiyat dalgalanmaları, TVL hesaplamadaki metodolojik farklılıklar veya çift sayım gibi etkenler metrikte sapmalara neden olabilir. Bu nedenle, TVL daha sağlıklı değerlendirmek isteyen yatırımcılar, üzerinde kilitlenen token miktarını, zaman içindeki değişimini ve hesaplama yöntemini birlikte analiz etmelidir.
TVL Nasıl Hesaplanır ve Hangi Varlıklar Dahil Edilir?

TVL’nin hesaplanışı, DeFi protokollerindeki tüm dijital varlıkların toplam değerinin USD cinsinden toplanmasına dayanır. İlk adımda, protokole kilitlenen ETH, BTC, USDT, USDC gibi kripto varlıklar ya da likidite tokenları (örneğin Uniswap LP tokenları) tespit edilir. Ardından bu varlıkların miktarları, güncel piyasa fiyatları ile çarpılarak USD’ye dönüştürülür ve tüm bu değerler toplanır.
Örneğin bir protokole 100 ETH (2 000 USD/ETH) ve 50 000 USDC yatırıldıysa, bunların TVL’ye katkısı 200 000 USD + 50 000 USD = 250 000 USD olarak hesaplanır. Bu basit ama şeffaf yöntem, zaman içinde DeFi protokollerinin likidite sağlama kapasitesini izlemek için temel bir araç oluşturur.
Dahil edilen varlıklar yalnızca kullanıcıların akıllı sözleşmelere aktif olarak kilitlediği kripto varlıklarla sınırlıdır. ETH ve BTC gibi büyük kriptolar, USDT, USDC gibi stablecoinler ile LP tokenları, staking ve borç verme protokollerine yatırılan kripto paralar genelde TVL hesaplamasına dahil edilir . Bununla birlikte, protokolün kendi hazinesi veya dış kaynaklı veri hesaplamaları gibi unsurlar bazen hesaplama metodolojisi konusunda belirsizlik yaratabilir.
En Yüksek TVL’ye Sahip DeFi Projeleri Hangileridir?

2025 itibarıyla TVL açısından lider DeFi protokolleri Ethereum ekosisteminde toplanmış durumda. Ethereum’daki toplam DeFi TVL’si, 2025 itibarıyla yaklaşık 62.6 milyar USD’ye ulaştı ve bu, küresel DeFi sermayesinin %53’ünden fazlasını temsil ediyor.
En büyük TVL artıran protokoller arasında Lido, Aave, EigenLayer, EtherFi ve Sky (eski adıyla MakerDAO) yer alıyor. Bu protokoller, kullanıcıların getiri sağladıkları staking, kredi verme ve likidite havuzları gibi stratejiler sunarak, Ethereum’un DeFi liderliğini destekliyor.
Diğer zincirlerde de dikkat çekici DeFi projeleri yükselişte. Örneğin Avalanche, yaklaşık 1.19 milyar USD TVL ile Ethereum dışındaki en büyük zincirlerden biri olarak öne çıkarken, Tron yaklaşık 4.91 milyar USD ile özellikle stablecoin destekli DeFi kullanımında güçlü bir ekosistem sunuyor .
Bu projeler, zincirlerini kullanıcı dostu arayüzler ve düşük işlem ücretleriyle destekleyerek, global likidite havuzlarına erişim sağlıyor. Dolayısıyla, en yüksek TVL’ye sahip DeFi protokolleri yalnızca Ethereum üzerinde değil; çoklu zincir stratejileriyle ekosistem çeşitliliğini artırıyor.
TVL Tek Başına Yeterli mi? Avantajları ve Sınırlamaları

TVL, DeFi analizlerinde güçlü bir başlangıç ölçütüdür; sermaye etkinliğini, likidite derinliğini ve kullanıcı güvencesini hızlı şekilde gösterir. Yüksek TVL, bir protokole büyük miktarda fonun kilitlendiğini, dolayısıyla işlemlerde düşük slippage ve stabil getiri ihtimali sunulduğunu ima eder.
Ayrıca kullanıcı ilgisi ve iletilen güven konusunda da sinyaldir; bu sayede avantajlı bir ticaret ortamı oluşur. DeFi yatırımcıları bu sayede projeleri hızlıca sıralayabilir, likiditeye dayalı karşılaştırmalar yapabilir ve kullanıcı odaklı platformları tespit edebilir.
Ancak TVL şu sınırlamalara sahiptir:
Fiyat dalgalanmaları – TVL, varlıkların USD değerine bağlıdır ve bir varlık fiyatındaki düşüş TVL’yi anında etkiler, böylece protokolün gerçek likidite durumu çarpıtılabilir.
Manipülasyon riski – Protokoller yüksek APY veya ödüller ile TVL’yi kısa sürede şişirip, bu pozitif görüntüyü eş zamanlı kullanıcı sayısına dönüştürmeyebilir.
Çift sayım ve daisy-chaining – Varlıklar birden fazla sözleşmede tekrar sayılabilir, bu da gerçek değeri olduğundan yüksek gösterebilir.
Faaliyet seviyesini yansıtmaz – TVL, kilitlenen tutarı sayar ama işlem hacmi, kullanıcı sayısı veya protokolün verimliliği gibi faaliyet göstergelerini içermez.
Bunların ışığında, TVL tek başına DeFi projelerinin sağlığı ve potansiyeli hakkında yanıltıcı olabilir. Bu nedenle detaylı analiz yapmak isteyen yatırımcılar ve araştırmacılar, işlem hacmi, kullanıcı büyümesi, fee gelirleri, protokol kullanım oranları gibi ek metrikleri birlikte değerlendirmelidir