Trump’ın Çin Ziyareti Sonrası Gerilim Tırmandı
Donald Trump’ın dün gerçekleşen Çin ziyareti, küresel piyasalarda beklenenin aksine tansiyonu düşürmek yerine artırdı. Görüşmelerin ticaret, teknoloji ihracı ve güvenlik başlıklarında gergin geçmesi, iki ülke arasında 2018’den bu yana süregelen ekonomik çekişmeyi yeniden alevlendirdi. Trump’ın “adil ticaret” vurgusu ve Çin’e yönelik sert açıklamaları, Pekin yönetiminin “misillemeden kaçınılmayacağı” yönündeki yanıtıyla birleşince piyasalar anında tepki verdi.
Asya’daki endekslerde düşüşler başlarken, ABD vadeli kontratlarında da satış baskısı gözlendi. Özellikle teknoloji şirketlerine yönelik yaptırımların yeniden gündeme gelmesi, yarı iletken ve kripto madenciliği donanımları üzerinde potansiyel kısıtlama endişelerini artırdı. Bu tablo, dijital varlık piyasasında risk algısının hızla yükselmesine neden oldu.
Kripto Piyasaları Sert Tepki Verdi: Bitcoin ve Ethereum’da Ani Düşüşler
Gerilimin yeniden tırmanması, kripto piyasasında büyük bir dalgalanmaya yol açtı. Bitcoin (BTC) yüzde 8’e yakın bir düşüşle 100.000 dolar bandının altına sarkarken, Ethereum (ETH) 3.000 dolar desteğini kaybetti. Likidasyon verileri, son 24 saatte 1,2 milyar doların üzerinde kaldıraçlı pozisyonun tasfiye edildiğini gösteriyor. Özellikle türev borsalarında fonlama oranlarının negatife dönmesi, yatırımcıların yönünü kısa pozisyonlara çevirdiğini ortaya koyuyor.
On-chain analizler, büyük yatırımcıların (balinaların) borsalara yoğun varlık transferi yaptığını ve riskten kaçışın hızlandığını gösteriyor. Stablecoin’lerin arzında da dikkat çekici bir artış yaşandı; yatırımcılar volatil varlıklardan uzaklaşarak geçici güvenli limanlara yöneldi. Bu gelişmeler, kripto piyasasının makro jeopolitik risklere ne kadar hassas hale geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

2018 Ticaret Savaşlarının Başlangıcı ve Küresel Etkiler
ABD-Çin arasındaki ekonomik rekabetin kökleri 2018’e dayanıyor. Trump yönetiminin o dönemde Çin ürünlerine uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri, küresel ticaret dengelerini sarstı. Çin ise buna karşılık ABD’den yapılan tarım ve teknoloji ithalatına kısıtlamalar getirerek misillemede bulundu. Bu süreç, yalnızca reel sektörleri değil, küresel sermaye akışlarını ve yatırımcı psikolojisini de derinden etkiledi.
Ticaret savaşlarının yarattığı belirsizlik ortamı, o dönemde Bitcoin’in “alternatif güvenli liman” anlatısının güçlenmesine yol açmıştı. Ancak bugün tablo farklı. Kripto piyasaları artık küresel finans sistemine çok daha entegre hale geldiği için, jeopolitik şoklar bu kez risk algısını artıran bir faktör olarak işlev görüyor. Bu nedenle 2025’te yaşanan düşüş, 2018’dekinden daha karmaşık bir ekonomik arka plana sahip.
Huawei Krizi: Teknoloji Savaşının Dönüm Noktası
ABD’nin 2019’da Huawei’ye uyguladığı yaptırımlar, ekonomik rekabeti teknoloji eksenine taşıdı. 5G altyapısı, yarı iletken üretimi ve yapay zekâ alanında yaşanan bu “teknolojik ayrışma”, küresel inovasyon zincirinde kalıcı bir bölünme yarattı. Çin’in kendi teknolojik bağımsızlığını artırma çabaları, ABD’nin ise stratejik teknolojilerde dışa bağımlılığı azaltma politikası, finansal piyasalarda yeni bir “jeoekonomik soğuk savaş” algısı doğurdu.
Bu kırılma, kripto madenciliği sektörünü de etkiledi. Çin’in 2021’de Bitcoin madenciliğini yasaklaması ve enerji politikalarını sıkılaştırması, hash oranının küresel çapta yeniden dağılımına yol açtı. Günümüzde yaşanan yeni gerilim, bu teknolojik kopuşun kripto altyapısına yönelik yeni kısıtlamaları gündeme getirme potansiyeline sahip.

Tayvan ve Güney Çin Denizi Gerilimlerinin Finansal Yansımaları
Tayvan konusu, ABD-Çin ilişkilerinde en hassas alanlardan biri olmaya devam ediyor. Trump’ın ziyareti sırasında Tayvan’a yönelik “ABD’nin tedarik zincirini koruyacağı” yönündeki ifadeleri, Pekin yönetimi tarafından açık bir provokasyon olarak değerlendirildi. Bu söylemler, Güney Çin Denizi’ndeki askeri hareketliliği yeniden artırırken, enerji ve navlun maliyetlerinin yükseleceği beklentisini de beraberinde getirdi.
Finansal piyasalarda bu tür jeopolitik risklerin genellikle emtia fiyatlarını ve dolar talebini artırdığı biliniyor. Aynı etki, kripto piyasalarında da ters yönde çalışıyor; çünkü artan küresel gerilim, yatırımcıların spekülatif varlıklardan çekilmesine neden oluyor. Dolayısıyla jeopolitik krizler, doğrudan zincir üstü aktiviteyi ve piyasa likiditesini zayıflatıyor.
Çin’in Dijital Yuan Hamlesi ve ABD’nin Blok Zincir Karşı Hamleleri
Çin, son yıllarda dijital yuan (e-CNY) projesiyle kendi parasal altyapısını blockchain temelli hale getirme yönünde büyük adımlar attı. Bu proje, yalnızca iç pazarda ödeme sistemini modernleştirmeyi değil, aynı zamanda uluslararası ticarette doların hâkimiyetini azaltmayı da hedefliyor. ABD tarafında ise bu hamleye karşılık olarak özel sektör merkezli blockchain çözümleri ve dolar bazlı stablecoin projeleri destekleniyor.
Bu iki ülkenin dijital para politikaları, gelecekte küresel ödeme sistemlerinde güç dengesini belirleyecek unsurlardan biri haline geliyor. Uzmanlara göre, eğer dijital yuan uluslararası ticarette yaygınlaşırsa, ABD’nin finansal yaptırım gücü zayıflayabilir. Bu durum, kripto paralar üzerinde dolaylı bir baskı yaratabilir; çünkü devlet destekli dijital paralar, merkeziyetsiz sistemlerin küresel kabulünü gölgede bırakabilir.

Trump Döneminden Biden’a: Değişmeyen Rekabetin Ekonomik Boyutu
Trump döneminde başlayan ticaret savaşı, Biden yönetimiyle birlikte biçim değiştirerek devam etti. Biden, Trump’ın uyguladığı birçok gümrük vergisini kaldırmadığı gibi, stratejik sektörlerdeki kısıtlamaları da sürdürdü. Bu durum, ABD-Çin ilişkilerinde partiler üstü bir stratejik rekabet anlayışının yerleştiğini gösteriyor. Artık mesele yalnızca ticaret değil; teknoloji, veri güvenliği, enerji arzı ve finansal egemenlik gibi çok katmanlı alanları kapsıyor.
Bu değişmeyen rekabet dinamiği, kripto piyasaları için de uzun vadeli bir belirsizlik unsuru oluşturuyor. Her iki ülke de kendi dijital finans ekosistemini inşa ederken, küresel sermaye akışlarının yönü ve regülasyon standartları yeniden şekilleniyor. Bu süreçte kripto yatırımcıları, devlet politikalarıyla piyasa beklentileri arasındaki dengeyi yakalamakta giderek zorlanıyor.
Uzman Görüşleri: “Jeopolitik Gerilimler Artık Kripto Piyasasının Yeni Belirleyeni”
Ekonomistlere göre, 2025 itibarıyla kripto piyasalarının yönü artık yalnızca faiz oranları veya teknoloji trendleriyle değil, jeopolitik ilişkilerle de belirleniyor. Analist Michael Lee, “Bitcoin artık sadece finansal bir enstrüman değil, küresel güven algısının bir göstergesi haline geldi” diyerek son düşüşün bu yeni dönemin habercisi olduğunu belirtiyor.
Benzer şekilde, Asya merkezli stratejist Chen Hao’ya göre, ABD-Çin ilişkilerinde yaşanan her gerginlik, yatırımcıların portföylerini yeniden şekillendirmesine neden oluyor. Kripto piyasasının küreselleşmesiyle birlikte, siyasi risklerin fiyatlara yansıma süresi artık birkaç hafta değil, birkaç saat içinde gerçekleşiyor.
 
 



































