Intent-Based Trading Nedir? Web3’te İşlem Yapmanın Niyet Odaklı Yeni Dönemi

Intent-based trading, Web3’te işlem yapma biçimini emirlerden niyetlere dönüştürerek hem kullanıcı deneyimini sadeleştiriyor hem de likiditeyi daha etkin kullanan esnek bir yapı sunuyor. Bu model, merkeziyetsiz geleceğin işlem standardı olmaya aday.
Intent-Based Trading Nedir? Web3’te İşlem Yapmanın Niyet Odaklı Yeni Dönemi

Intent-Based Trading Nedir? Temel Kavramın Tanımı

Intent-Based Trading (niyet tabanlı ticaret), kullanıcıların bir işlemi gerçekleştirmek için önceden belirli kurallar ve şartlar çerçevesinde “niyet” beyanında bulunduğu, Web3‘e özgü yeni nesil bir işlem modelidir. Geleneksel sistemlerde kullanıcılar doğrudan alım-satım emirleri verirken, bu yeni modelde kullanıcının amacı, örneğin “en iyi fiyata X token’ımı Y token’a çevirmek” zincir üzerine kaydedilir.

Bu yaklaşım, işlemin nasıl gerçekleştirileceğiyle değil, ne yapılmak istendiğiyle ilgilenir. Bu niyet daha sonra çözümleyiciler (solvers) tarafından işleme dönüştürülür. Kullanıcının spesifik emir detaylarıyla uğraşmasına gerek kalmaz; sistem onun niyetine en uygun çözümü farklı yollarla bulur. Bu sayede daha esnek, kullanıcı dostu ve potansiyel olarak daha verimli işlemler ortaya çıkar.

Order-Based ve Intent-Based Yaklaşım Arasındaki Farklar

Order-Based sistemlerde kullanıcılar doğrudan emir defterine “X fiyattan Y miktarını satın al” gibi emirler yazar. Bu emir, yalnızca belirtilen koşullar sağlanırsa gerçekleşir. Oysa Intent-Based yapıda kullanıcı, işlem sonucunu değil, işlemin amacını belirtir: “Token’larımı minimum kayıpla takas etmek istiyorum.” Emir defteri yerine bu niyet çözümleyiciler tarafından en uygun şekilde işlenir.

Bu fark, sistemin hem işleyiş hem de mimari düzeyde büyük ölçüde değişmesine yol açar. Order-Based sistemde eşleşme kullanıcı kontrolündeyken, Intent-Based yapıda eşleşme ve optimizasyon çözümleyici tarafında gerçekleşir. Böylece klasik likidite sorunları veya sıralı işleme sınırlamaları ortadan kalkar; işlem daha dinamik ve bütünsel bir yapıda ele alınabilir.

Kullanıcının Niyetine Dayalı İşlem Modeli Nasıl Çalışır?

Intent-based trading sisteminde işlem süreci, kullanıcının belirli bir niyeti beyan etmesiyle başlar. Bu niyet, blokzincir üzerinde açık bir şekilde “ben X varlığımı Y ile değiştirmek istiyorum, ancak en düşük slippage, belirli bir zaman aralığı ve maksimum fiyat kaybı gibi koşullarla” şeklinde tanımlanabilir. Kullanıcılar bu niyetlerini doğrudan zincire ya da bir ara platforma iletir.

Ardından bu niyet, ağdaki bağımsız çözümleyiciler (solvers) tarafından alınır ve en uygun işlem yoluyla yerine getirilir. Solver, bu işlemi gerçekleştirirken farklı borsaları, köprüleri, likidite havuzlarını veya diğer zincirleri analiz ederek en verimli çözümü belirler. Bu yaklaşım, kullanıcıyı emir defteri takibinden, fiyat eşleştirme stresinden ve manuel işlem detaylarından kurtarır.

Intent Kavramı: Kullanıcı Talebini Zincir Üzerine Aktarmak

Web3 mimarisinde intent, geleneksel anlamda “emir” yerine geçen daha yüksek soyutlama seviyesine sahip bir yapı olarak tanımlanır. Bir niyet, işlem öncesi zincire yazılır ve işlemle sonuçlanması için açık bırakılır. Bu niyetin işleme dönüşmesi için bir çözümleyicinin zincirle etkileşime geçerek o işlemi gerçekleştirmesi gerekir.

Bu yapı, Web3’teki “kullanıcı kontrolü” fikrine uyumlu biçimde, işlemin detaylarını kullanıcıya değil, çözüm sistemlerine bırakır. Aynı zamanda bu mimari, zincir üstü verimliliği artırır ve gereksiz emir yığılmalarının önüne geçer. Kullanıcının sadece niyetini belirtmesiyle başlayan bu süreç, işlem mantığını Web2 alışkanlıklarından uzaklaştırarak Web3’e özgü bir otomasyon ve özgürlük sunar.

Order Flow ile Intent Flow Arasındaki Yapısal Farklar

Order flow, geleneksel borsalarda alış ve satış emirlerinin emir defteri üzerinden sırayla işlenmesini ifade eder. Her bir emir, zaman ve fiyat önceliğine göre sıralanır ve karşı emirle eşleştirilerek gerçekleşir. Bu sistem, merkeziyetsiz borsalarda da (örneğin Uniswap v3 limit emirleri, dYdX gibi perp platformlarında) benzer şekilde işler. Order flow’da yapı doğrusaldır ve likidite, kullanıcıların doğrudan katkısıyla oluşur.

Buna karşılık, intent flow doğrudan emirler değil, amaçlar üzerinden işler. Kullanıcılar fiyat, zaman, rota gibi teknik detaylarla ilgilenmez; yalnızca “neyin yapılmasını istediklerini” belirtir. Bu niyetler, çözümleyiciler tarafından toplanır ve uygun eşleşme senaryoları doğrultusunda işlemler gerçekleştirilir. Intent flow’da likiditeye erişim, çok daha geniş bir çerçevede, çoklu ağlar ve likidite kaynakları üzerinden organize edilir. Bu fark, kullanıcı deneyiminde esneklik ve mimaride daha fazla dağıtık yapı sunar.

Intent-Based Trading’in Avantajları: Likidite, Ölçeklenebilirlik ve Verimlilik

Intent tabanlı model, geleneksel emir bazlı sistemlerin karşılaştığı birçok soruna doğrudan çözüm önerisi getirir. Öncelikle, likiditeyi daha modüler ve çok kaynaklı hâle getirir. Çünkü işlem eşleşmeleri sadece bir merkezi havuza değil, farklı borsalar, zincirler ve köprüler üzerinden optimize edilir. Bu da fiyat etkinliği, düşük slipaj ve daha yüksek işlem başarı oranı demektir.

Ayrıca, sistemin emir defterine yüklenmediği için blokzincir üzerindeki tıkanıklık azalır ve ölçeklenebilirlik artar. Özellikle kullanıcı sayısı arttığında bile performansta ciddi bir düşüş yaşanmaz. Aynı zamanda çözümleyiciler arası rekabet, daha verimli çözümler ve daha uygun maliyetli işlemler anlamına gelir. Böylece hem kullanıcı hem de ağ açısından verimlilik yükselir, maliyetler düşer.

Matchmaker Rolleri ve Intent Çözümleyiciler (Solvers) Kimlerdir?

Intent-based sistemin temel taşıyıcılarından biri, niyetleri işleme dönüştüren ve bu süreçte rekabetçi çözümler sunan çözümleyiciler, yani “solvers”tır. Solvers; kullanıcıların zincir üzerine bıraktığı niyetleri toplayarak, en uygun rotayı ve fiyatı belirler, işlemi mümkün kılacak teknolojik altyapıyı hazırlar ve işlemi zincir üzerinde yürütür. Bu aktörler birey, merkeziyetsiz protokol veya otomatikleştirilmiş yazılım olabilir.

Çözümleyiciler arasında genellikle rekabetçi bir yapı vardır. Hangi çözümleyici en iyi fiyatı, en düşük slipajı, en hızlı rotayı sunarsa, o çözüm zincir üzerinde tercih edilir. Bu dinamik sistem, klasik borsa yapısının aksine, sabit eşleştirici (matcher) modelinden çıkarak çoklu, açık ve modüler bir eşleştirme mimarisi yaratır. Böylece işlem yapan kullanıcılar, görünmeyen bir pazarda birbirinden bağımsız ama rekabetçi çözümlerle karşı karşıya kalır.

Bu Modeli Kullanan Projeler: Anoma, CowSwap, SUAVE ve Diğerleri

Intent-based trading henüz erken aşamada bir paradigma değişimi olsa da, bazı projeler bu modeli halihazırda uygulamaya başlamıştır. CowSwap, zincir üstü takaslarda kullanıcıların işlemlerini toplar, eşleşmeleri optimize eder ve en iyi sonuçla işlemi gerçekleştirir. Kullanıcı emir girmez; yalnızca ne yapmak istediğini belirtir. Anoma ise sıfırdan niyet tabanlı bir mimari üzerine inşa edilen bir blokzincir altyapısıdır. İşlemler emir değil, “niyet” bazında örgütlenir.

SUAVE (Single Unified Auction for Value Expression) projesi ise Flashbots tarafından geliştirilmekte olan ve MEV (Maximal Extractable Value) süreçlerini niyet temelli yapı ile birleştirmeyi hedefleyen bir sistemdir. Bu sistemler, niyet tabanlı işlemleri yalnızca takasla sınırlı tutmaz; likidite sağlama, portföy optimizasyonu, borçlanma gibi daha kompleks süreçlerde de niyetin merkezde olduğu dinamik yapılar sunmayı hedefler.

Ninja News’te sunulan içerikler, yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Ninja News’te paylaşılan bilgiler hiçbir şekilde bireysel yatırım kararlarınızı yönlendirmek için kullanılmamalıdır. Ninja News içeriklerine göre yatırım kararı kalan kullanıcıların yatırımlarından doğan tüm sorumluluk kullanıcılara aittir, hiçbir şekilde Ninja News, ortakları, iştirakleri veya çalışanları sorumlu tutulamaz. Sorumluluk Reddi Beyanı’nın tamamını okumak için tıklayınız.