Mevduat Faizi Nedir ve Nasıl Hesaplanır?
Mevduat faizi, bankaların müşterilerinden topladığı tasarruflara karşılık belirli bir dönem sonunda ödedikleri faiz tutarını ifade eder. Türkiye’de genellikle TL cinsinden açılan vadeli mevduat hesapları, aylık ya da üç aylık dönemler üzerinden çalışır. Faiz oranı, bankanın güncel politikasına ve Merkez Bankası’nın politika faizine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Hesaplamada kullanılan temel formül brüt faiz = anapara × faiz oranı × vade (gün/365) şeklindedir. Ancak kazanç üzerinden alınan vergi (stopaj) düşüldükten sonra elde edilen miktar, net getiri olarak dikkate alınır.
Örneğin, 1 milyon TL’lik birikimi %45 yıllık faizle 30 günlük vadeyle değerlendirmek isteyen bir yatırımcı, brüt olarak yaklaşık 36.986 TL kazanırken; %5 stopaj kesintisi sonrası net kazancı yaklaşık 35.137 TL’ye düşer. Hesaplama yapılırken faiz oranının brüt mü yoksa net mi sunulduğu, stopaj oranının güncel durumuna göre değişip değişmediği gibi faktörler dikkatle incelenmelidir.
1 Milyon TL Aylık Vadeli Mevduatta Ne Kadar Kazandırır?
2025 Temmuz ayı itibarıyla ortalama mevduat faizleri bankalar arasında %45 ila %50 arasında değişmektedir. Bu oranlarla 1 milyon TL’nin 30 günlük getirisi önemli farklılıklar gösterebilir. Yıllık %45 faiz oranı üzerinden aylık hesaplama yapıldığında brüt kazanç 36.986 TL, net kazanç ise stopaj sonrası yaklaşık 35.137 TL olur. Aynı tutar yıllık %47 faizle değerlendirildiğinde net getiri yaklaşık 36.670 TL’ye, %50 faiz oranıyla ise yaklaşık 39.000 TL’ye ulaşabilir.
Bu hesaplamalar yalnızca aylık vadeli mevduatlar için geçerli olup, banka promosyonları veya özel faiz teklifleri dahil edilmemiştir. Ayrıca yatırımcıların risk iştahına göre TL, döviz veya kur korumalı alternatifleri değerlendirmesi, getirinin yanı sıra kur riski ve vergi avantajları açısından önem arz etmektedir. Faiz getirisi dışında enflasyon karşısındaki reel kazanç da dikkate alınmalıdır.

3 Aylık Vadeli Hesaplarda Brüt ve Net Getiri Farkı
Aynı 1 milyon TL’nin üç aylık (90 günlük) vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmesi, yatırımcılara hem daha yüksek faiz oranı hem de bileşik faiz etkisi nedeniyle daha avantajlı bir getiri sunabilir. Örneğin, %47 yıllık faiz oranıyla 90 günlük vadeye yatırılan birikim brüt olarak yaklaşık 115.890 TL kazandırırken, %5 oranındaki stopaj sonrası net kazanç yaklaşık 110.095 TL olacaktır. Kısa vadeli mevduatlarda stopaj genellikle %5 oranında uygulanmaktadır ancak bu oran, yatırımcının türüne ya da seçilen ürün çeşidine göre farklılık gösterebilir.
Üç aylık vadeli hesapların sunduğu avantaj yalnızca faiz oranı değil, aynı zamanda yatırımcının sürekli faiz oranı takip etme zorunluluğunu azaltmasıdır. Özellikle ekonomik belirsizliklerin arttığı dönemlerde sabit getirili ve öngörülebilir üç aylık vadeler, daha uzun vadeli planlama yapan yatırımcılar için cazip bir alternatif haline gelmektedir. Ancak bu süre zarfında faiz oranlarında yaşanacak değişimler göz önünde bulundurulmalı, daha yüksek faiz fırsatlarının kaçırılma riski de değerlendirilmelidir.
Stopaj Kesintisi ve Vergisel Etkiler: Net Kazanç Nasıl Değişir?
Mevduat getirilerinin hesaplanmasında brüt kazanç kadar önemli olan bir diğer unsur da stopaj yani vergi kesintisidir. Türkiye’de 2025 itibarıyla vadeli mevduat hesaplarına uygulanan stopaj oranı, 6 aya kadar vadeler için %5 seviyesinde devam etmektedir. Bu oran, mevduat türüne, vade süresine ve yatırımcının tüzel veya bireysel olmasına göre değişebilir. Örneğin, aynı faiz oranı ve vade süresiyle iki farklı yatırımcıdan birinin net kazancı, diğerinden daha düşük olabilir; çünkü bazı kurumsal hesaplar için stopaj oranı farklı belirlenmektedir.
Vergisel etkilerin net kazanca olan bu doğrudan etkisi, yatırımcıların özellikle net getiri üzerinden karşılaştırma yapmalarını zorunlu kılar. Aynı brüt faiz oranı, farklı stopaj oranlarıyla çok farklı net gelirler oluşturabilir. Ayrıca yıl içerisinde vergi mevzuatında yapılabilecek değişiklikler de yatırım kararlarını etkileyebilecek önemli bir parametre olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle yatırımcıların düzenli olarak güncel mevzuatı takip etmeleri ve bankalarla net faiz bilgisi üzerine anlaşmaları önerilir.

Faiz Oranlarına Göre Senaryo Analizi: %45, %47 ve %50 Örnekleri
2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla faiz oranlarının %45 ila %50 bandında seyretmesi, yatırımcılar açısından çeşitli senaryo analizlerinin yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Örneğin, %45 yıllık faiz oranı ile 1 milyon TL’nin aylık (30 günlük) vadede brüt getirisi yaklaşık 37.500 TL olurken, net kazanç %5 stopaj sonrası 35.625 TL’ye düşmektedir. Aynı miktarın %47 faizle değerlendirilmesi halinde aylık net kazanç 37.212 TL, %50 faizle ise 39.375 TL’ye ulaşmaktadır. Bu fark, özellikle yüksek meblağlarla çalışan yatırımcılar için oldukça belirleyicidir.
Bu tür senaryo analizleri yatırım kararlarında belirsizlikleri azaltır. Yatırımcılar yalnızca mevcut oranlara göre değil, Merkez Bankası‘nın potansiyel faiz kararları doğrultusunda oluşabilecek yeni faiz seviyelerine göre de getirilerini projekte edebilirler. Özellikle politika faizindeki düşüş eğilimi, ilerleyen dönemlerde faiz oranlarının düşebileceği beklentisini doğururken, bugünkü yüksek faiz fırsatlarını değerlendirme konusunda bir motivasyon yaratmaktadır. Ancak bunun tersine, ani bir enflasyon artışı durumunda faiz oranlarında yeniden yukarı yönlü bir hareket de göz ardı edilmemelidir.
Klasik Mevduat mı, KKM mi? Getiri Karşılaştırması
2025 yılının ortasında yatırımcıların karşısında iki ana seçenek öne çıkmaktadır: geleneksel TL vadeli mevduat ve Kur Korumalı Mevduat (KKM). KKM sistemi, döviz kurlarının artması durumunda yatırımcıya kur farkı ödemesi yaparak TL mevduat faizinin üzerinde getiri sağlamayı hedeflemektedir. Ancak döviz kurlarının yatay seyrettiği ya da değer kaybettiği dönemlerde, KKM getirisi yalnızca mevduat faiz oranıyla sınırlı kalır ve klasik vadeli hesaplarla kıyaslandığında daha az cazip olabilir.
Öte yandan klasik mevduat hesapları, doğrudan faiz getirisine odaklandıkları ve herhangi bir kur riskine bağlı olmadıkları için daha öngörülebilir bir yapı sunar. Özellikle dövize müdahale edilen ve sabit kur politikalarının etkili olduğu dönemlerde, KKM ürünlerinin sunduğu kur farkı avantajı zayıflar. Bu nedenle yatırımcıların KKM ile klasik mevduat arasında seçim yaparken kur beklentilerini, faiz oranlarını ve vergi yükümlülüklerini birlikte değerlendirmeleri gerekmektedir. Ayrıca KKM ürünlerinin sınırlı sürelere sahip olması ve vade sonunda hesapların dönüştürülme zorunluluğu gibi operasyonel detaylar da yatırım kararını etkileyen faktörler arasında yer alır.