Küresel piyasalar, son haftalarda artan ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle dalgalı bir seyir izliyor. ABD ve Çin arasında süregelen ticaret savaşı yeniden gündemin merkezine oturdu. ABD tarım ürünlerine yönelik yüzde 15’e varan ek gümrük vergileri bugünden itibaren yürürlüğe girdi, ancak tarifeler 10 Mart’tan önce yola çıkan mallar için 12 Nisan’a kadar Çin’e ulaştıkları sürece geçerli olmayacak. Çin ise Kanada menşeli ürünlere misilleme olarak yeni tarifeleri 20 Mart’ta devreye sokmaya hazırlandı.
Küresel ticarette belirsizlikler artarken, ABD ve Avrupa hisse senedi piyasalarında dalgalanmalara yol açtı. Ek olarak, ABD’den gelen ekonomik veriler ve faiz politikalarına ilişkin beklentiler de piyasa kararlarını doğrudan etkiledi.
Trump, Resesyon Sorusuna Kaçamak Yanıt Verdi!
Fox News’un Sunday Morning Futures programına katılan Trump, kendisine yöneltilen “Bu yıl ABD ekonomisinde bir resesyon bekliyor musunuz?” sorusuna doğrudan yanıt vermekten kaçındı. Ancak ekonominin büyük çaplı bir değişim sürecinden geçtiğini belirterek, “Şu anda bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Ekonomik göstergeler sürekli değişiyor ve biz de buna göre hareket ediyoruz” dedi.
ABD Hisse Piyasalarında Dalgalanma Artıyor
ABD borsaları geçtiğimiz hafta dalgalı bir performans sergiledi. Şubat ayına ait tarım dışı istihdam verisi 151 bin olarak açıklanarak beklentilere yakın bir seyir izledi. Ancak ABD ekonomisinin istikrarlı bir büyüme gösterdiğine dair olumlu bir işaret olarak yorumlanırken, piyasalar üzerinde belirgin bir rahatlama yaratmadı.
Fed Başkanı Jerome Powell’ın ABD ekonomisinin güçlü seyrettiğini vurgulayan açıklamaları piyasada kısa süreli bir toparlanma sağlasa da, S&P 500 endeksi gün içinde yüzde 1’in üzerinde düşüş yaşadıktan sonra Powell’ın açıklamalarıyla toparlandı.
Ancak, endeks haftalık bazda Eylül ayından bu yana en büyük düşüşlerinden birini kaydetti. Teknoloji ağırlıklı Nasdaq 100 endeksi de zayıf görünümünü korudu ve büyük teknoloji şirketleri sert değer kayıpları yaşadı.
Özellikle Nvidia, Tesla ve Apple gibi büyük teknoloji hisselerinde görülen düşüşler, yatırımcıların risk iştahını azaltarak piyasada daha fazla oynaklık yaratıyor.
Tahvil Yatırımcıları Endişeli: Resesyon Riskleri Gündemde
ABD tahvil piyasaları da dalgalanmalardan nasibini aldı. ABD 10 yıllık tahvil getirisi hafta boyunca 9 baz puan yükselerek yatırımcılar arasında daha fazla faiz artışı beklentisini güçlendirdi. Ancak, tahvil piyasasında asıl dikkat çeken nokta kısa vadeli tahvillerde görülen sert hareketler oldu.
Özellikle, Trump yönetiminin gümrük vergisi politikaları ve federal harcamalardaki kesintiler, yatırımcıların ABD ekonomisinin yavaşlaması ihtimalini daha fazla dikkate almasına neden oldu.
TD Securities’ten Gennadiy Goldberg, “Sadece birkaç hafta önce ABD ekonomisinin yeniden ivme kazanıp kazanmadığını tartışıyorduk, ancak şimdi piyasa resesyon ihtimalini çok daha ciddi bir şekilde fiyatlamaya başladı” değerlendirmesinde bulundu.
Kısa vadeli tahvil faizlerinde görülen keskin düşüş, yatırımcıların güvenli liman varlıklarına yöneldiğini gösterdi. Bu durum, piyasalarda belirsizliğin devam ettiğine işaret ediyor ve Fed’in faiz politikalarına dair beklentileri de doğrudan etkiliyor.
Morgan Stanley: ABD Hisse Senetlerinde Düşüş Devam Edebilir
Morgan Stanley’in kıdemli stratejistlerinden Michael Wilson, ABD hisse senetlerinin önümüzdeki süreçte daha fazla baskı altında kalabileceğini öngördü. Wilson’a göre, ABD’de uygulanan yeni tarifeler ve düşük kamu harcamaları nedeniyle S&P 500 endeksi yılın ilk yarısında 5.500 puana kadar gerileyebilir.
Buna rağmen Wilson, uzun vadede piyasalarda toparlanma yaşanabileceğini düşünüyor. Stratejistin tahminine göre, 2025 yılı sonuna kadar S&P 500 endeksi 6.500 puana kadar yükselebilir. Ancak, bu süreçte piyasalarda yüksek volatilite ve belirsizlikler yaşanabileceği konusunda da uyarıyor.
Ayrıca Wilson, “Mevcut riskler dikkate alındığında hisse senetlerinde yüzde 5 civarında bir geri çekilme bekliyoruz. Ancak, daha kötü bir senaryoda bu düşüş yüzde 20’lere kadar ulaşabilir. Şu an için resesyon senaryosunu kesin olarak öngörmüyoruz, ancak piyasalardaki kırılganlık göz ardı edilmemeli” ifadelerini kullandı.
ABD hisse senetleri, son dönemde yüksek değerleme seviyelerinin de etkisiyle uluslararası piyasalara kıyasla zayıf bir performans sergiliyor. Teknoloji hisseleri üzerindeki satış baskısı, yatırımcı güveninin azalmasına neden olurken, yatırımcılar belirsizliklere karşı daha temkinli bir duruş sergiliyor.
ABD Tahvillerinden Çıkışlar, Avrupa Piyasalarına Yaradı
Bu durum avrupa piyasalarına olumlu yansıdı.
5 Mart’ta sona eren dört haftalık dönemde, Avrupa hisse senetlerine Ağustos 2015’ten bu yana görülen en yüksek seviyede, 12 milyar dolarlık sermaye girişi kaydedildi.
Aynı dönemde, Avrupa hisse senetlerine yapılan toplam sermaye girişi, Şubat 2022’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
ABD Hazine kağıdı fonlarından ise 1.2 milyar dolar ile 11 haftanın en büyük sermaye çıkışı yaşandı.