Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın “ileriye dönük endeksleme” vurgusu ve enflasyona dair beklentilerin güncellenmesi, zam oranı üzerinde ciddi etkiler yaratması piyalarda beklenti haline geldi.
Hedeflenen Enflasyon Üzerinden Zam Mı Yapılacak?
Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38’den yüzde 44’e yükseltti. 2025 yıl sonu için öngörülen enflasyon oranı ise yüzde 21’e çıkarıldı.
Bu oranlar, asgari ücret zammının belirlenmesinde de dikkate alınacak gibi görünüyor. Akçay, asgari ücret artışının düşük vasıflı çalışanları koruması gerektiğine vurgu yaparak, artışların enflasyona zarar vermemesi gerektiğini ifade etti. Bu da 2025 Ocak ayında yapılacak zammın, hedeflenen enflasyon oranına göre belirlenebileceği anlamına gelebilir.
Asgari Ücret Zammı Yüzde 21 Mi Olacak?
Ocak 2024’te net 17 bin 2 kuruş olarak belirlenen asgari ücretin, 2025’te hedeflenen enflasyon oranı olan yüzde 21’e göre arttırılması, çalışanlara yaklaşık 3 bin 500 lira daha fazla ödeme yapılması anlamına gelecek. Bu durumda asgari ücret, 20 bin 572 lira seviyesine çıkacak.
Ancak eğer gerçekleşen enflasyon oranı dikkate alınır ve yüzde 44 oranında bir zam yapılırsa, asgari ücretliler için daha büyük bir artış gündeme gelebilir. Bu senaryoda, çalışanların eline 24 bin 482 lira geçmesi bekleniyor. Yani, Merkez Bankası’nın hedef enflasyon üzerinden zam yapılması halinde, çalışanların reel alım gücü daha düşük kalacak.
Açlık Sınırı 20 Bin Lirayı Geçti
Türk-İş’in Ekim 2024 raporuna göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve yeterli beslenebilmesi için aylık gıda harcaması, yani açlık sınırı, 20 bin 431 liraya ulaşmış durumda.
Yoksulluk sınırı ise 66 bin 553 lira olarak açıklanmış durumda. Bu rakamlar, özellikle düşük gelirli asgari ücretli çalışanlar için alım gücünün korunmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
İleriye Dönük Endeksleme Nedir?
Cevdet Akçay’ın “ileriye dönük endeksleme” mesajı, asgari ücretin gerçekleşen enflasyon değil, hedeflenen enflasyon üzerinden belirlenebileceğine işaret ediyor. Bu tür bir yaklaşım, çalışanların enflasyondan daha az etkilenmesini sağlamak amacıyla gündeme geliyor. Ancak böyle bir uygulama, enflasyonun yıl boyunca yükselmesi halinde çalışanların reel kayıplar yaşamasına neden olabilir.