Çin ve ABD, karşılıklı tarife artışlarıyla son yıllarda giderek tırmanan ticaret savaşına çözüm bulmak amacıyla 9-10 Haziran’da İngiltere’nin başkenti Londra’da yeniden masaya oturdu. İki gün süren görüşmelerde tarafların, geçmişte Cenevre’de varılan mutabakatı hayata geçirme konusunda yeni bir çerçeve üzerinde anlaştığı bildirildi.
Çin’in resmi haber ajansı Xinhua’nın aktardığına göre, Çin’in Uluslararası Ticaret Temsilcisi Li Çınggang, görüşmelerin “akılcı, profesyonel, samimi ve derin” geçtiğini belirtti. Li, “İki ülke liderinin daha önceki görüşmelerinde belirlenen hedefler doğrultusunda ilerleme sağladık. Umuyoruz ki bu gelişme, Çin-ABD ilişkilerinin sağlıklı ve istikrarlı şekilde ilerlemesine katkı sunar” dedi.
Detaylar Lider Onayından Sonra Açıklanacak
ABD tarafını temsil eden Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise, “Dünyanın en büyük iki ekonomisi, ticari ilişkilerde yeni bir sayfa açmak üzere bir çerçeve için el sıkıştı. Bu çerçevenin uygulamaya geçmesi, Başkan Trump ve Başkan Şi’nin onayına bağlı” dedi.
Görüşmelerin ardından detaylara ilişkin bilgi verilmezken, iki ülkenin liderleri tarafından onaylandıktan sonra resmi duyurunun yapılması bekleniyor.
Ticaret Savaşının Perde Arkası: Tarife Restleşmeleri ve Karşılıklı Hamleler
ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da Çin’e karşı başlattığı ek gümrük tarifeleriyle başlayan gerilim, Çin’in misillemeleriyle tırmanmış ve her iki ülke de yüzde 100’ü aşan tarife artışları uygulamaya koymuştu.
Mayıs ayında Cenevre’de yapılan görüşmelerde, taraflar 90 gün boyunca karşılıklı tarifeleri azaltma konusunda uzlaşmış, ancak Trump daha sonra Çin’i bu mutabakatı ihlal etmekle suçlamıştı. Çin’in nadir metal ihracatına kısıtlama getirmesi üzerine ABD, yapay zeka çipleri ve çip tasarım yazılımlarının Çin’e ihracatını kısıtlamış, ayrıca Çinli öğrencilere vize sınırlamaları getirmişti.
Uzmanlar, Londra’da varılan prensip anlaşmasının, yalnızca gümrük tarifeleri değil, aynı zamanda teknoloji, hammadde ve yatırım alanlarında da önemli değişimlerin habercisi olabileceğine dikkat çekiyor. İki ülke arasındaki ekonomik bağların geleceği, liderlerin vereceği nihai kararlara bağlı olarak şekillenecek.