Ekonomistlerin büyük çoğunluğu politika faizinin yüzde 42,50 seviyesinde sabit bırakılmasını bekliyordu. Ancak TCMB, enflasyonla mücadele sürecinde kararlılığını koruyarak daha güçlü bir adım attı.
Karar Metninde Enflasyon Vurgusu
TCMB’nin yayımladığı karar metninde, Mart ayında enflasyonun ana eğiliminde bir gerileme olduğu ifade edilirken, Nisan ayında finansal piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak temel mal enflasyonunun geçici olarak yükselebileceği belirtildi. Hizmet enflasyonunun ise yatay bir seyir izlemesi bekleniyor. Ayrıca, enflasyonda belirgin bir bozulma öngörülmesi durumunda parasal duruşun daha da sıkılaştırılacağı mesajı verildi.
Avrupa Merkez Bankası Ters Yönde Hareket Etti
Öte yandan Avrupa Merkez Bankası (AMB), küresel ticaretteki yavaşlama ve ekonomik büyümeye dair artan endişeler doğrultusunda faiz indirimine gitti. AMB, mevduat faizini yüzde 2,50’den yüzde 2,25’e indirirken, ana refinansman oranını yüzde 2,40’a, marjinal fonlama faizini ise yüzde 2,65’e düşürdü.
AMB karar metninde bu kez “sıkılaştırıcı” ifadesine yer verilmedi. Metinde özellikle artan ticaret gerilimleri nedeniyle büyüme görünümünün olumsuz etkilendiği ifade edildi.
Kararın hemen öncesinde açıklanan Euro Bölgesi Mart ayı enflasyon verileri, enflasyonun düşüş eğilimine girdiğine işaret etti. Yıllık tüketici enflasyonu yüzde 2,2 seviyesinde sabit kalırken, hizmet enflasyonunun yüzde 3,5’e gerilemesi dikkat çekti. Bu gelişmeler, Avrupa Merkez Bankası’nın gevşeme sürecine adım atmasında etkili oldu.
TCMB ve AMB Politikaları Arasındaki Fark Derinleşiyor
TCMB’nin enflasyonla mücadele kapsamında faiz artışına devam etmesi, Türkiye’de fiyat istikrarı sağlama çabasının sürdüğünü gösteriyor. Buna karşılık, Avrupa Merkez Bankası’nın ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla faiz indirimine yönelmesi, iki merkez bankasının politika yönlerinde farklılaştığını ortaya koydu.