SEC, dijital varlıkların menkul kıymet olarak hangi durumlarda değerlendirileceğine açıklık getirmek için yakında bir “token sınıflandırma sistemi” (token taxonomy) oluşturmayı planlıyor.
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) Başkanı Paul Atkins, kripto varlıkların düzenlenmesinde yaşanan belirsizlikleri gidermek için yasal temellere dayalı kapsamlı bir sınıflandırma sisteminin hazırlanacağını duyurdu. Atkins, “Komisyon’un önümüzdeki aylarda, menkul kıymetleri emtialardan ayıran yasal kriterlere dayalı bir token taksonomisi oluşturmayı değerlendireceğini öngörüyorum,” ifadelerini kullandı.
Atkins, Philadelphia Fed Fintech Konferansı’ndaki konuşmasında bu girişimin temelinin Howey Testi’ne dayanacağını belirtti. 1946 tarihli bu mahkeme kararı, bir varlığın yatırım sözleşmesi olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceğini belirleyen ve SEC’nin bugüne kadar kripto düzenlemelerinde referans aldığı en önemli yasal dayanak olarak biliniyor.
Menkul Kıymet Tanımı “Yönetimsel Vaatlerle” Sınırlı Olmalı
Atkins, çoğu kripto varlığın yatırımcılar tarafından gelecekte değer kazanacağı beklentisiyle alınmasına rağmen, bir token’ın ancak alıcıların kar beklentisinin ihraççının “açık ve net yönetimsel vaatlerine” dayanması durumunda menkul kıymet olarak sınıflandırılması gerektiğini vurguladı. Bu noktada temel ölçütün, yatırımcıların kazancının “başkalarının yönetimsel çabalarına bağlı olup olmadığı” olduğunu tekrar hatırlattı.
Bu çerçevede Atkins, yalnızca yönetimsel taahhütler içeren token’ların menkul kıymet statüsüne girmesi gerektiğini, buna karşın ağ tokenları, meme coinler ve benzeri dijital varlıkların büyük bölümünün menkul kıymet kapsamına girmemesi gerektiğini ifade etti.
Ayrıca, SEC’nin halihazırda düzenlediği ve blokzincir üzerinde işlem gören tokenleştirilmiş menkul kıymetlerin mevcut denetim çerçevesi içinde kalacağına dikkat çekti.
Bunlara ek olarak Atkins, hem menkul kıymet hem de menkul kıymet dışı varlıkların aynı platformda işlem görebildiği “süper uygulama (super app)” modellerine desteğini yineleyerek, bu tür platformların yenilikçiliği artırabileceğini belirtti.

















