JPMorgan Chase, ülke güvenliği açısından hayati öneme sahip şirketlere yatırım yaparak, tedarik zincirlerinden savunma sanayine, enerji bağımsızlığından stratejik teknolojilere kadar geniş bir yelpazede büyümeyi destekleyeceğini duyurdu. Özel sektörün Trump döneminin “Önce Amerika” yaklaşımını benimsenmeye devam ettiği görülürken, ABD’nin kritik sektörlerdeki bağımsızlık hedefini de güçlendiriyor.
Banka, bu yatırımı 10 yıllık ve 1,5 trilyon dolarlık daha geniş kapsamlı bir girişimin parçası olarak planlıyor.
Ayrıca JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, yatırımın önemine dikkat çekerek, “ABD, hayati önemdeki mineraller, ürünler ve üretim konusunda güvenilmez kaynaklara fazla bağımlı hale geldi” ifadelerini kullandı.
Yatırımın Kapsamı ve Öncelikli Alanlar
JPMorgan’ın yeni planı, yaşam kurtaran ilaçlar, kritik mineraller, yapay zeka odaklı enerji sistemleri, savunma, yarı iletkenler ve veri merkezleri gibi stratejik teknolojilere odaklanıyor. Banka, bu yatırımlar aracılığıyla ABD içindeki şirketlerin tedarik zincirleri ve ileri üretim, savunma ve uzay sanayi, enerji bağımsızlığı ve dayanıklılığı ile stratejik teknolojiler alanlarında büyümesini hedefliyor.
Önümüzdeki 10 yıl içinde JPMorgan, bu sektörlerdeki müşterilerine 1 trilyon dolarlık finansman sağlamayı, ardından bu rakamı %50 artırarak 1,5 trilyon dolara çıkarmayı planlıyor. Bu hamle, ABD’nin kritik sektörlerdeki bağımsızlığını güçlendirmeye ve stratejik teknolojilerde küresel rekabet avantajı elde etmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.