Türkiye’de yakın zamanda yürürlüğe giren kripto para regülasyonları, vatandaşlar arasında bazı belirsizliklere neden oldu. Vergilendirme, olası yasaklamalar ve SPK’nın denetim süreçlerini nasıl yöneteceği gibi hususlar merakla takip ediliyor. Avukat Yusuf Eren Yıldız, bu düzenlemenin anlaşılmayan yönlerini, etkilerini ve olası sonuçlarını Ninja News’e değerlendirdi.
“Temel Amaç ‘CEX’leri Düzenlemek”
Av. Yıldız’a göre yeni düzenlemeye genel bir çerçeveden bakıldığında, Türkiye’de faaliyet gösteren merkezi kripto para borsalarını (CEX) düzenlemenin temel hedef olduğu açıkça görülüyor. Merkeziyetsiz borsalar (DEX), NFT’ler ve likidite havuzlarının bu düzenlemenin kapsamı dışında bırakıldığını belirten Yıldız, yasanın esas olarak merkezi borsaları hedef aldığını vurguladı.
“Geç Kalındı…”
Mevcut yasanın sektördeki ihtiyaçları karşılamak için yetersiz kaldığını ifade eden Yıldız, kamu sektöründe görev yapacak teknik personelin hızla yetiştirilip istihdam edilmesi gerektiğini belirtti.
“CEX’leri denetleyecek uzmanların, tüm ekosisteme hakim olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu personelin istihdamı ve eğitimi için daha fazla adım atılabilirdi. Yurtdışındaki düzenlemelere paralel olarak Türkiye’de de benzer adımlar atılması gerekiyordu; ancak bu konuda çok geç kalınmadığı kanaatindeyim.”
Kanun dışında, SPK’nın 19 Eylül 2024 tarihli ilke kararında bazı önemli hususlara da dikkat çekilmiştir:
Bu hususlara göre, “NFT’lerin yasal düzenlemelerin kapsamı dışında olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir.
Kripto varlıkların dahil olduğu yatırım sepetlerinin yapılamayacağı vurgulanmış ve bu alanda saklama hizmetinin altyapısının henüz yeterli olmadığı ifade edilmiştir.
Kaldıraçlı işlemler ve ödünç-borç işlemlerinin kesin olarak yasaklandığı belirtilmiştir.
Müşterilere ait varlıkların saklandığı kripto varlık cüzdanlarının kontrolünün en geç 8 Kasım 2024 tarihine kadar platformlara devredilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.”
SPK’nın Yetki Alanı Dahilinde Platformlara Erişim Engeli Mümkün mü?
Ayrıca, yasa kapsamında SPK’ya geniş yetkiler verilmiştir. Avukat Yıldız’a göre, bu düzenleme ile birlikte SPK (Sermaye Piyasası Kurulu), kripto varlıklar alanında en yetkili kurum olarak konumlanmıştır. TCMB ve TÜBİTAK gibi diğer kurumlar ise ikincil destek rolleri üstlenmektedir.
Yasa, merkezi borsaların müşteri varlıklarının güvenli saklanmasından ortaklık yapısına kadar pek çok alanda SPK’yı geniş yetkilerle donatmaktadır. Ancak Yıldız, kripto varlıkların küresel ve anonim yapısının denetimi zorlaştırabileceğini ifade ederken, teknik personel eksikliğinin de önemli bir zorluk olabileceğini bir kez daha vurguluyor.
“Tabiri caizse, SPK kripto varlıklar alanında ‘patron’ ilan edilmiş durumda. TCMB ve TÜBİTAK gibi diğer kurumların ise SPK’ya destek sağlayacak ikincil kurumlar olarak konumlandırıldığını görüyoruz.
Kanun, daha çok merkezi borsaların düzenlenmesine odaklandığı için, müşteri varlıklarının ve nakitlerinin saklanması ile merkezi borsaların ortaklarına ilişkin hükümler bir arada ele alındığında, SPK’nın kripto varlık hizmet sağlayıcıları üzerinde platformlara erişimin engellenmesi, faaliyetlerin geçici veya tamamen durdurulması gibi geniş yetkilere sahip olduğu anlaşılıyor.”
*Sermaye piyasası aracı özelliği gösteren kripto varlıklar ile ilgili düzenleyici kurumun SPK, teknik değerlendirmeleri yapacak kurumun ise TÜBİTAK olması öngörülmüştür.
Türkçe Dil Desteği Neden Kaldırıldı?
Yasa kapsamında en çok tartışma yaratan konulardan biri, kripto platformlarında Türkçe dil desteğinin kaldırılması oldu. Avukat Yusuf Eren Yıldız, büyük kripto platformlarının Türkiye’deki kullanıcılar için Türkçe dil desteğini kaldırmasının, yasa dışı sermaye piyasası faaliyetlerinden kaçınma stratejisinin bir parçası olduğunu ve aynı zamanda kullanıcıları yerel borsalara yönlendirme amacı taşıyabileceğini belirtti.
Bununla birlikte, kaldıraçlı işlemler gibi hizmetlerin yasaklanması ve alınan bu tür önlemler, kripto kullanıcıları tarafından bir tür kısıtlama olarak da algılanabiliyor.
“Türkçe dil desteğinin kaldırılması, 99. maddeye göre izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerini engelleme amacı taşıyor gibi görünüyor.
Bilindiği üzere, Binance kaldıraçlı işlemler de dahil olmak üzere Türkiye yasalarına aykırı bazı hizmetler sunuyor. Bu nedenle, Türkçe dil desteğini kaldırarak Türkiye’deki kullanıcılara hizmet vermiyormuş gibi bir izlenim yaratmayı hedefliyor olabilir. Ancak, TR Binance’den Binance’e tek bir tıkla geçiş yapılabildiği göz önüne alındığında, düzenleyici kurumların büyük borsalar üzerinde baskı kurması daha ciddi sorunlara yol açabilir.”
*99/a/2 maddesi ile FTX gibi vakaların yaşanmaması için Kurul’a yetki verilmiştir. Örneğin ödemelerde güçlük yaşayan merkezi borsalara yönelik her türlü tedbirin alınması SPK’nın yetkisi dahilindedir. Yine BTK tarafından da SPK’nın talebi üzerine çeşitli erişim engelleme kararları verilebilecektir.
Türkiye’de Büyük Borsalar için Erişim Kısıtlaması Gündeme Gelebilir mi?
Tüm bu kısıtlamaların ardından, merak edilen bir diğer konu ise Binance ve OKX gibi Türkiye’de geniş kullanıcı kitlesine sahip büyük borsalara erişim kısıtlaması getirilip getirilmeyeceği oldu.
Avukat Yıldız’a göre, Türkiye’den bu borsalara erişim kısıtlaması getirilmesi ihtimali gündeme gelebilir. Yurtdışında yerleşik kuruluşların, Türkiye’deki kullanıcılara farklı bir dilde hizmet sunması, Kanun’un 99. maddesi uyarınca izinsiz faaliyet olarak değerlendirilebilir.
Kaldıraçlı İşlemler Yasaklandı mı?
Yasa kapsamında kaldıraçlı işlemler de yasaklandı. SPK’ya kayıt yaptırmış ve Türkiye’de faaliyet gösteren borsalarda kaldıraçlı işlemler olmayacak. Ayrıca platformlar, müşterilere ait varlıklar kadar satış yapabilecek ve bu varlıkların güvenli bir şekilde transfer edilmesini sağlamakla yükümlü olacak.
Bu bağlamda, kaldıraçlı işlemler ve ödünç gibi türev işlemler de erişim kısıtlaması getirilmesine neden olabilecek faaliyetler arasında sayıldığı için bunlar da yasa kapsamında kesin ve net şekilde yasaklandı.
*Değişiklik Kanunu’nun 8. maddesi çarpıcıdır. Kanuna aykırı faaliyetlerin kapsamı, yabancı ülkelerde yerleşik kişilerin Türkiye’deki yerleşik kişilere yönelik faaliyetleri izinsiz faaliyet kapsamında sayılmakla bunlara cezalar, erişim engelleme gibi pek çok yaptırım uygulanabilecektir.
“Yasaklayıcı Bir Düzenleme Değil, Ancak…”
Yıldız, bu düzenlemenin tam anlamıyla yasaklayıcı olmadığı görüşünde. Kripto kullanıcılarının yasadan önceki alışkanlıkları dikkate alındığında, düzenlemenin bir yasak algısı yarattığını belirtiyor. Ancak SPK’ya geniş yetkiler tanıyan bu düzenlemenin, büyük borsaların Türkçe dil desteğini kaldırması ve kaldıraçlı işlemleri yasaklaması nedeniyle bundan sonraki süreçte yasaklayıcı bir yaklaşım sürdürmesi de muhtemel.
“Kurul, herhangi bir borsayı ya da bir coin’i, token’i yasaklamak isterse bu yetkiye sahip olduğu kanaatindeyim.”
Kripto Paralara Vergi Yok: Geçici bir Çözüm mü?
Kripto para kazançlarına vergi getirilmesi uzun süredir tartışma konusuydu. Ancak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son açıklamasına göre, kripto paralara vergi uygulanması şu an için düşünülmüyor.
Avukat Yıldız, bu kararın sektördeki büyümeyi teşvik edici bir adım olduğunu ancak yetersiz kalabileceğini belirtiyor. Kripto varlık teknolojisinin gelişimi ve yatırımların ülkeye çekilmesi açısından, bu kadar küçük bir sektöre vergi getirilmesinin riskli bir hamle olacağını ifade ediyor. Yıldız, sektördeki kişi ve kurumlara daha fazla teşvik verilmesi ve çeşitli muafiyetlerin sağlanması gerektiğinin altını çiziyor.
Geçmişe Dayalı Bir Vergilendirme Gelebilir mi: “İmkansız Diyemeyiz”
Türkiye’de kripto paralardan elde edilen kazançlara vergi uygulanmayacağı belirtilse de, gerek Türkiye’nin mevcut durumu gerekse dünya genelindeki vergi uygulamaları nedeniyle kullanıcılar hala ikna olmuş değil.
Önemli bir diğer konu ise, olası bir vergi gündeminin yeniden ortaya çıkması durumunda, geçmişte elde edilen kazançlara yönelik bir vergi uygulanıp uygulanamayacağı.
Avukat Yıldız, kripto paralarda vergi konusunun daha net bir şekilde değerlendirilmesi için vergi hukuku uzmanlarının görüşlerinin alınması gerektiğini belirtiyor. Sosyal medya platformlarından gelir sağlayan mükelleflere yönelik geçmişe dönük vergi tahakkuklarının ciddi tartışmalara yol açtığını hatırlatarak, bazı mahkemelerin bu tahakkukları iptal ettiğini, bazı mükelleflerin ise ödemeyi kabul ettiğini ifade ediyor.
Benzer bir durumun kripto paralar için de söz konusu olabileceğini belirten Yıldız, “Geçmişe yönelik vergi getirilmesi mümkün değildir diyemeyiz, ancak bu tür bir tahakkukun hukuki olduğunu söylemek de zordur.” yorumunda bulundu.
Kripto Varlıklara El Konulabilir mi?
Avukat Yıldız’a göre, kripto varlıklara el konulması mümkündür; ancak bu durum adli ve idari makamların talepleri doğrultusunda gerçekleşebilir. Yıldız, özellikle merkezi borsaların (CEX), bu taleplere uyum sağladığını vurguluyor.
MASAK’ın bu konuda önemli bir örnek olduğunu belirten Yıldız, “MASAK, kamuoyunca bilinen bazı mafya soruşturmalarında Binance merkezine müzekkereler göndererek birçok kripto varlığa el koyulmasını istemiş ve el koymuştur.“ örneğini de verdi.
Ancak bu varlıkların MASAK’a teslim edilip edilmediği veya MASAK’ın bu varlıkları saklayacak yeterli bir altyapıya sahip olup olmadığı hala belirsizdir. Türkiye’de faaliyet gösteren merkezi borsalardaki kripto varlıklara el konulmasının mümkün olduğu belirtilirken, konunun daha geniş bir perspektiften değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediliyor.
“MASAK, Binance’a yaptığı gibi, Tether’e de müzekkere göndererek kripto varlıklara el koyabilir. Ancak, bu tür bir operasyonun uluslararası düzeyde başarılı olabilmesi için INTERPOL gibi bir kurumun varlığına veya benzer bir kurumun aracı olmasına ihtiyaç duyulacağına inanıyorum.”
Kaynak: SPK Duyuru ve İlke Kararları