Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasaların yakından takip ettiği Aralık 2025 Piyasa Katılımcıları Anketi’nin sonuçlarını yayımladı.
Reel sektör ve finansal kesimden 65 katılımcının görüşleriyle hazırlanan anket, ekonomik görünümdeki son beklentilere ışık tuttu. Sonuçlar, enflasyon ve döviz tahminlerinde kısa vadeli bir iyileşmeye işaret ederken, büyüme beklentilerinde yukarı yönlü revizyonların öne çıktığını ortaya koydu.
Anketin en dikkat çekici başlıklarından biri enflasyon beklentilerindeki gerileme oldu. Katılımcıların yıl sonu TÜFE beklentisi, önceki dönemdeki yüzde 32,20 seviyesinden yüzde 31,17’ye indi. Benzer şekilde 12 ve 24 aylık enflasyon projeksiyonlarında da sınırlı düşüşler görüldü.
Bu görünüm, piyasaların dezenflasyon sürecine ilişkin temkinli fakat iyileşen bir beklenti setine sahip olduğunu gösteriyor. TCMB’nin yılın son Enflasyon Raporu’nda 2025 için ara hedefi yüzde 24 olarak koruması ve yıl sonu öngörüsünü yüzde 31-33 aralığına yükseltmesi de anket sonuçlarıyla uyum gösterdi.
Döviz Kuru İki Yönlü
Döviz kuru beklentilerinde ise iki yönlü bir tablo ortaya çıktı. Katılımcıların 2025 yıl sonu dolar/TL tahmini 43,42’den 43,06 seviyesine gerilerken, 12 ay sonrası öngörüleri 50,62’den 51,08’e yükseldi. Kısa vadeli tahminlerdeki sınırlı düşüş, kur üzerindeki anlık baskıların hafiflediğini gösterirken, orta vadeli beklentinin artması, kurda yukarı yönlü risk algısının sürdüğüne işaret ediyor.
Para Politikası Değişecek mi?
Para politikasına ilişkin beklentilerde de aşağı yönlü bir revizyon dikkat çekti. BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşacak gecelik faiz oranı beklentisi yüzde 39,35’ten 38,13’e inerken, Aralık ayı Para Politikası Kurulu toplantısı için politika faizi tahmini yüzde 38,21 olarak şekillendi.
Bu durum, piyasanın yıl sonu itibarıyla sınırlı bir faiz indirimi ihtimalini fiyatlamaya başladığını gösteriyor.
Büyüme beklentileri tarafında ise daha pozitif bir görünüm söz konusu. Katılımcıların 2025 yılı GSYH büyüme tahmini yüzde 3,5’e, 2026 beklentisi ise yüzde 3,9’a yükseltildi. Ekonomik aktiviteye yönelik bu yukarı yönlü revizyonlar, üretim ve iç talebin önümüzdeki iki yıllık dönemde görece güçlü bir eğilimini sürdürebileceğine işaret ediyor.



























