Eğilmez’e göre, dolar kurunu bilinçli olarak baskılayan bir mekanizma uzun süredir bulunmuyor. Hatta Merkez Bankası zaman zaman kurun aşağı yönlü hareketini önlemeye çalışıyor. Bu durum, 2021 yılında başlatılan düşük faiz politikası sonrası gelişen ekonomik dinamiklerle açıklanıyor.
Faiz indirimlerinin ilk aşamada piyasalarda büyük bir tepki çekmediğini belirten Eğilmez, ancak süreç içinde dövize olan talebin hızla arttığını ve dolarizasyon oranının yükseldiğini vurguladı. Bu artış, üretim maliyetlerini ve dolayısıyla enflasyonu da yukarı taşıdı.
Kur Korumalı Mevduatın Etkisi Ne?
Mahfi Eğilmez’e göre Kurun kontrol altına alınması için devreye sokulan Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi, kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da, kamu bütçesi üzerinde büyük bir yük oluşturdu. 2023’te ekonomi yönetiminin değişmesiyle birlikte Merkez Bankası, politika faizini yüzde 50 seviyesine yükseltirken KKM’den çıkış sürecini de başlattı.
Bu hamleler, yabancı yatırımcıları yüksek faiz avantajıyla Türkiye’ye çekerken, yerli yatırımcıların da döviz bozdurarak TL mevduata yönelmesini sağladı.
Bu süreçte piyasaya giren döviz miktarı arttığı için kurda aşağı yönlü baskı oluştu. Ancak Merkez Bankası, ihracatçıları korumak adına döviz alımları yaparak kurun fazla düşmesini önlemeye çalıştı.
Kur Neden Hareketsiz Görünüyor?
Dolar/TL’nin görece sabit kalması, faizin yüksek, kurun ise kontrollü bir seviyede tutulmasıyla açıklanıyor. Eğilmez, mevcut durumda 100 bin dolar bozdurup TL mevduata yatıran bir yatırımcının, bir yıl sonunda faiz getirisi sayesinde dövizini artırabildiğini belirtiyor.
Bu tablo, faiz-enflasyon dengesine rağmen kurun yatay seyretmesine neden olan temel mekanizmalardan biri olarak öne çıktı. Ancak bu durum sürdürülebilir mi? Eğilmez’in analizine göre, gelecekteki gelişmeler ekonomi yönetiminin adımlarına ve küresel ekonomik dinamiklere bağlı olacak.