Joe Biden’ın 3 Ekim’de yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’a ait petrol tesislerine yönelik olası bir saldırı gerçekleştirme ihtimaline işaret etmesi, enerji piyasalarında ciddi bir hareketlilik yarattı. İran’ın, İsrail’e yönelik misilleme olarak onlarca balistik füze fırlatması ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “İran büyük bir hata yaptı ve bedelini ödeyecek” şeklindeki açıklamaları fiyatların hızla yükselmesine neden oldu.
Uzmanlar Kalıcı Etki Beklemiyor
Avrupa Enerji Güvenliği İnisiyatifi’nden Alberic Mongrenier, İsrail’in İran’a ait petrol tesislerine saldırısının küresel petrol fiyatları üzerinde kalıcı bir etki yaratmasının olası olmadığını ifade etti. Mongrenier, OPEC ve diğer üretici ülkelerin, İran petrolünü hızla telafi edebilecek kapasiteye sahip olduklarını belirtti.
Benzer şekilde, Washington merkezli Rapidan Energy Group’un Başkanı Bob McNally de, bu tür bir saldırı sonucunda fiyatların kısa vadede 100 doların üzerine çıkabileceğini, ancak talep zayıfladıkça fiyatların yeniden düşeceğini öngördü. McNally, Körfez bölgesindeki enerji tesislerinin zarar görmesinin veya bu bölgeden sağlanan petrol ve LNG akışında yaşanacak kesintilerin küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.
Orta Doğu’daki Gerginlik ve Enerji Piyasaları
Orta Doğu’daki çatışmaların enerji piyasasına etkisi konusunda uzmanlar, mevcut fiyat hareketlerinin daha çok “duygusal” olduğunu ve jeopolitik belirsizliklerle tetiklendiğini belirtti. Uzmanlar, İsrail ve İran arasındaki gerginliğin tırmanmaması gerektiğine vurgu yaparak, tarafların askeri tırmanıştan kaçınmasının enerji piyasasında uzun vadeli denge için önemli olduğunu ifade etti.
Mevcut durumun ne kadar süreceği ve petrol fiyatlarının hangi seviyelerde dengeleneceği büyük ölçüde Orta Doğu’daki gelişmelere bağlı. Yatırımcılar ve piyasalar, OPEC+ grubunun alacağı kararları ve bölgede yaşanacak gelişmeleri yakından izliyor.