Türkiye seçimlerinin başarılı bir şekilde tamamlanmasının ardından, yeni kabine açıklandı ve Türkiye yeni bir yola girdi. Bunlar arasında en çok adı duyulan, Mehmet Şimşek, kabine seçiminde Ekonomi Bakanı olarak göreve yükseldi. Öte yandan, Bu hafta önemli atamalar da gelmeye devam etti. Hafize Gaye Erkan önemli bir pozisyon olan Merkez Bankası Başkanlığı’na atandı. Bu atamalar, Türkiye’nin yeni ekonomik liderliğinin oluşturulmasında kritik bir adımı işaret ediyor.
Wall Street bankası, Türkiye için bir dizi tahminini gözden geçirerek, ekonomiyi istikrara kavuşturmak için “döviz kurunda büyük ve süreksiz olduğunu düşündüğümüz bir ayarlama gerektireceğini” söyledi. Banka, bu atamaları yeni hükümetin finansal ve ekonomik politikalarını değiştirme ihtiyacını anladığı bir işaret olarak yorumluyor.
Mevduat Faiz Oranı %40 Olarak Yorumlandı
Goldman Sachs’tan Grafe, bir müşteri notunda para politikası çerçevenin hala geliştirilmekte olduğunu paylaştı. Ancak, ‘tamamen geleneksel bir politika yapıcısı‘nın döviz kurunda önceden bir ayarlama yapmayı ve repo oranını ekonomideki faiz oranlarını güvence altına alacak bir konuma çıkarabileceğini ekledi. Grafe, bunun potansiyel olarak mevcut mevduat faiz seviyesinin %40‘a çıkmasına yol açabileceğini, bu da mevcut mevduat oranları seviyelerini yansıttığını çıkarımladı.
Türkiye yönetiminin yeniden düzenlenmesi, ekonomik stratejide temel bir değişikliğe işaret ediyor ve bu, önemli miktarda para ve maliye politikası ayarlamaları getirebilir. Goldman Sachs’ın faiz oranlarında %40 oranında artış çıkarımı, yeni atanan Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafiz Gaye Erkan için önünde zorlu bir yol olduğunu gösteriyor.
Goldman Sachs ayrıca Türkiye ekonomisine ilişkin tahminlerini de revize etti. Banka, GSYİH tahminini aşağı doğru ayarlayarak 2023’te önceki %2,9’un aksine %2,3’lük bir büyüme önerdi.
Denge Sağlanırsa Oranlar Düşebilir
Banka, ekonomiyi istikrara kavuşturmak için döviz kurunda köklü bir ayarlama yapılması gerektiğini vurgularken, Grafe, döviz kuru ile enflasyon beklentileri arasında bir denge sağlandığında kurlarda hızlı bir düşüş olabileceğini ifade etti. Oranların yıl sonuna kadar %25’e kadar düşebileceğini tahmin ediyor.
Bu çalkantılı tahmin, Türkiye’nin ekonomi politika yapıcılarının önündeki görevin boyutunun altını çiziyor. Yeni yönetimin bundan sonraki adımlarını ve Türkiye ekonomisine etkilerini dünya kamuoyu yakından takip edecek.