Emtia piyasasında geçtiğimiz hafta yaşanan düşüş eğilimi devam ediyor. ABD’deki borç limiti krizi, ABD Merkez Bankası’na (Fed) ilişkin belirsizlikler ve resesyon endişeleri, emtia piyasasında satış baskısının artmasına neden oldu. Altın ons fiyatı, geçen haftayı yüzde 1.5 değer kaybıyla 1947 dolardan tamamladı.
Diğer metaller de düşüş yaşadı. Gümüş yüzde 2.3, paladyum yüzde 5.6 ve platin yüzde 3.7 değer kaybetti. Asya’da artan resesyon endişeleri, bakır fiyatlarını olumsuz etkiledi; bakırın libresi haftayı yüzde 1.5 düşüşle 3.66 dolardan tamamladı. Kurşun yüzde 0.4, alüminyum yüzde 0.9, nikel yüzde 1 ve çinko yüzde 6.7 azalış gösterdi.
Uzmanlara Göre Altın 2023’te Önemli Bir Yatırım Aracı Olabilir
Emtia piyasasında yaşanan satış baskısının altın üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde, bazı uzmanlar altının önümüzdeki yıl için önemli bir yatırım aracı olabileceğini belirtiyor. Ancak altının mevcut baskı altında olduğu ve ABD’deki borç limiti krizi ile Fed’in açıklamalarının etkili olduğu vurgulanıyor.
Uzmanlar, altın fiyatlarının teknik bir düzeltme ile 1910 – 1920 dolar bandında stabil hale gelebileceğini ve ardından yukarı yönlü hareketlenebileceğini düşünüyor. Altın, yatırımcılar için dolar karşısında bir sigorta olarak değerlendirilebilir. Ancak 2024 yılına ilişkin tahminler yapmak için ABD’nin beklenen resesyonunu ne kadar derin yaşayacağının gözlemlenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Gümüş, Yenilikçi Enerji Sektörüyle İlgili Fırsatlar Sunabilir
Gümüş, emtia piyasasında bu yılın sürpriz bir performans gösterebilecek metal olarak öne çıkıyor. Ancak bu durum belirli şartlara bağlı olarak gerçekleşebilir. Özellikle güneş enerjisi yatırımlarının takip edilmesi gerektiği belirtiliyor, özellikle Almanya ve Çin’deki güneş enerjisi projeleri gümüş fiyatlarını etkileyebilir. Aynı zamanda hurda gümüşün dönüşümü de önemli bir faktör olarak gösteriliyor. Geçtiğimiz yıl fiyatların artmasını engelleyen hurda gümüşün bu yıl kazanç sağlayabileceği ifade ediliyor.
Kur Stresi Yaz Ortasında Artabilir
Gram altın fiyatlamasının dolar-TL ilişkisiyle bağlantılı olduğu belirtiliyor. Seçim öncesinde yaşanan stresin ardından piyasaların Merkez Bankası’nın para politikalarında değişiklik olup olmayacağı veya politikaların sürdürülebilirliği konusunda ikna olmaya ihtiyaç duyduğu biliniyor.
Kısa vadede politikalarda büyük değişikliklerin beklenmediği ifade edilse de, dönemsel olarak piyasalardaki stresi azaltacak bazı faktörlerin olabileceği düşünülüyor. Turizm sezonu ve döviz akışı gibi faktörlerin rahatlatıcı etkisi olabileceği belirtilirken, yaz ortasından itibaren kur stresinin artabileceği ifade ediliyor. Ancak Hazine ve Merkez Bankası’nın etkin bir yönetim sergilemesi durumunda yıl sonuna kadar sorun yaşanmayacağı ve hatta Kıdemli Hazine ve Merkez Bankası’nın yapısal değişikliklerinin gündeme gelebileceği belirtiliyor.