Dünya ekonomisinin hızla değiştiği bir dönemde, Türkiye’nin kısa vadeli dış borçları da dikkat çekici bir artış kaydetti. Merkez Bankası’nın (TCMB) son verilerine göre, vadesine 1 yıldan az kalan dış borç stoku, 2023 Ağustos sonu itibarıyla 211 milyar doları aşarak yeni bir rekor seviyeye yükseldi. Bu rakam, bir önceki rekor olan 210 milyar doları temmuz ayında geride bırakarak geldi.
Kısa vadeli dış borç stoku, ağustos sonuna kadar 2022 yılsonuna göre yüzde 10,9 oranında artarak 165,4 milyar dolara ulaştı. Temmuz ayında 210 milyar dolar olan kısa vadeli dış borç, ağustosta 211 milyar dolara yükselerek bu artışı belirginleştirdi.
Bankaların Kullandığı Yabancı Kredi Etkisini Gösterdi
Artışın altında bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli kredilerin yüzde 10,2 oranında artarak 11,8 milyar dolara ulaşması etkili oldu. Bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4,2 oranında artarak 64,9 milyar dolara ulaşırken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 0,8 oranında artarak 54,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 5,8 oranında azalırken, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı yüzde 10,6 oranında artışla 18,6 milyar dolar olarak kaydedildi. Yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları ise yüzde 7,8 oranında artarak 14,2 milyar dolara çıktı.
Ayrıca, kamu sektörünün borcu da yüzde 12,2 artarak 32,4 milyar dolara ulaştı. Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları ise 2022 yılsonuna göre yüzde 0,7 oranında azalarak 48,4 milyar ABD doları düzeyine geriledi.
Kısa vadeli tahvil ihraçları, 2022 yılsonunda 676 milyon dolar iken 2023 Ağustos sonu itibarıyla 981 milyon dolar olarak kaydedildi. Resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar ise 261 milyon ABD doları olarak gerçekleşti.
Dış Borçlarda Ağırlık Dolarda
Kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu ise yüzde 48,9’u dolar, yüzde 24,3’ü Euro, yüzde 9,6’sı TL ve yüzde 17,2’si diğer döviz cinslerinden oluştu. Bu stokun içinde kamu sektörünün yüzde 20,1, Merkez Bankası’nın yüzde 21,8 ve özel sektörün ise yüzde 58,1 oranında paya sahip olduğu gözleniyor.