ABD ve Çin arasında bugün gelişen ticaret anlaşması, yatırımcıların risk iştahını artırırken, güvenli liman olarak bilinen altına olan talebin de azalmasına neden oldu. Altın, genellikle piyasalarda belirsizlik ve riskin yüksek olduğu dönemlerde güvenli liman olarak tercih edilir. Ancak, ticaret görüşmelerinde sağlanan ilerleme ve tarafların anlaşması, piyasalarda iyimserliği artırdı ve yatırımcılar daha yüksek riskli varlıklara yöneldi.
Bu durum, altının ons fiyatının %3’ün üzerinde değer kaybetmesine neden oldu. Altın, ticaret anlaşmasının ardından 3220 dolara kadar düştü.
Piyasa Tepkisi ve Yatırımcı Davranışı
Uzmanlara göre, ABD-Çin ticaret müzakerelerinin ardından altının değer kaybetmesinin başlıca nedeni, yatırımcıların güvenli liman arayışını terk ederek daha riskli yatırım araçlarına yönelmesidir. Ticaret anlaşmasının getirdiği iyimserlik, hisse senetleri ve vadelilerde artışa neden olmuş, bu da yatırımcıların altından çıkarak riskli varlıklara yönelmelerine yol açmıştır.
Birçok analist, altının yatırımcılar için güvenli liman olma özelliğini kısa süreliğine yitirdiğini ve yeni ticaret ortamının daha fazla büyüme beklentisini beraberinde getirdiğini belirtiyor. İleriye dönük olumlu ekonomik veriler ve ticaretin serbestleşmesi, yatırımcıların daha fazla risk almasını sağlayarak altına olan talebin azalmasına neden oldu.
Küresel Piyasa ve Doların Etkisi
ABD Doları, küresel piyasalarda güvenli liman olarak da görülmektedir ve son dönemde doların güçlenmesi de altının değer kaybetmesine yol açtı. ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakerelerinin ardından, doların değer kazanması ve ticaretin daha serbest bir şekilde yapılması, doların cazibesini artırmış, altına olan talebi zayıflatmıştır.
Doların güçlenmesiyle birlikte, altın fiyatları gerileyerek 3220 dolara kadar düştü. Yatırımcıların artan risk iştahıyla birlikte, altın yerine daha kârlı ve riskli varlıklara yönelmesi, fiyatlardaki bu düşüşün bir diğer nedeni olabilir.
Altın Fiyatlarının Geleceği
Altının gelecekteki fiyat hareketleri, küresel ticaret politikalarına, özellikle ABD-Çin ilişkilerindeki gelişmelere bağlı olarak şekillenecek gibi görünüyor.
Ticaret anlaşmalarının uzun vadede ekonomik büyüme ve istikrar sağlayacağına dair iyimser beklentiler, altına olan talebi daha da azaltabilir. Ancak, herhangi bir ticaret gerilimi veya ekonomik belirsizlik durumunda, altının yine güvenli liman olarak değer kazanması olasılığı da bulunmaktadır.