Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezerv artışı ve açık piyasa işlemlerindeki dengesizlik, ülkenin ekonomik gündemine dair önemli tartışmaları beraberinde getiriyor. TCMB’nin tarihi dip seviyelere inen rezervlerini Haziran ayı başından beri yaklaşık 20 milyar dolar artırması, 2011‘den bu yana ilk kez açık piyasa işlemleri (APİ) fonlamasının eksiye dönmesine yol açtı. Bu durum, bankacılar arasında TCMB’nin rezerv birikimi ve piyasaya sağlanan TL likiditesinin para politikasının etkinliğini nasıl etkileyeceği konusunda endişeleri artırıyor.
Rezerv artışının ihtiyaç olduğu kadar piyasaya sağlanan TL likiditesiyle birlikte gelmesi, para politikasında sıkılaştırıcı adımların etkinliğini zayıflatabilir. Bazı bankacılar, TCMB’nin sistemin repo fonlamasına yönelik zorunlu karşılık gibi adımlar atabileceğini öngörürken, bazıları ise rezerv biriktirme hızının yavaşlayabileceği görüşünde. Bu dengesizlik, TCMB’nin açık piyasa işlemleri aracılığıyla bankacılık sektörüne sağladığı fonlamayı da etkiliyor.
Piyasada Likidite Eksikliği
Son verilere göre, TCMB’nin açık piyasa işlemleri eksi 175 milyar TL’ye ulaştı, bu da piyasada likidite eksikliğine işaret ediyor. Aynı zamanda, TCMB’nin bankacılık sistemine sağladığı toplam fonlama miktarı 865 milyar TL seviyesinde gerçekleşti ve bunun büyük bir kısmı lokal bankalarla yapılan swap işlemleriyle sağlandı. Ancak açık piyasa işlemlerinin eksi bölgeye kayması, rezerv artışının etkilerini gölgelemekte ve dikkatleri çekmekte.
TCMB’nin bu durumuyla ilgili olarak, uzmanlar para politikasında sıkılaşma sürecinin devam edeceği ve enflasyon görünümünde belirgin bir düzelme sağlanana kadar faiz artışlarının devam edeceği yönünde spekülasyonlar yapıyor.
Piyasalar, TCMB’nin politika faizindeki değişiklikleri yakından takip etmekte ve gelecekteki faiz politikasına yönelik belirsizlikleri analiz etmektedir. Bu bağlamda, TCMB’nin yarın yapacağı toplantıda yeni bir faiz artışının beklenmesi, ekonomik aktörlerin odak noktası haline geldi.